Boşa Yaşadım Boşa

Ozan Arif’in bir türküsünden alınan yukardaki söz, bölgemizin adının Taşeli olması dolayısıyla bizi çok ilgilendiriyor. Taşeli’nin dışında taş, yine bizim yöremizin kültürüyle iç içe olan bir kelime.

Taşın küçüğüne çakıl, çakılın küçüğüne kum, taşın büyüğüne de kaya dendiğini hepimiz biliriz.

Millet olarak taş gibiyiz ki bütün dertleri çekmede dayanıklıyız.

Bir arkadaşım şöyle derdi,”Taş olsam erirdim,kayaydım dayandım.”

Kaya da kültürümüzde yoğun yer alır. Hatta bir Silifke türküsü şöyle der,

“Kaya dibi guz olur.

Gül açılır yaz olur.

Ben yarime gül demem.

Gülün ömrü az olur.

Öyledir anam öyledir.

Dert adamı söyletir.

Almış yari dizine .

Bülbül gibi söyletir.’’

Kızlar zeybeğinden alınan bu bölümdeki “kaya dibi (guz) kuz olur.” sözündeki “guz” güneş görmeyen, serin yer anlamındadır.

Kültürümüze giren taş ile ilgili önemli sözlere gelince ’’ Taş kalpli’’ olmak hiç birimizin işine gelmez. Allah kimseye de ‘’Taş kalpli bir sevgili vermesin.’’ Dileriz ki herkesin ‘’Taş bebek’’gibi bir sevdiği olur.

Geçmiş yıllarda ‘’Taş bebek’’ olan sanatçılar birçok parçalarını ‘’Taş plağa’’okudular. Bugün ‘’Taş plaktan’’ dinlediğimiz şarkı ve türkülerin çoğu, özel bir sesle çıktığı için hepimizi duygulandırır.

Yaş kesen baş keser de ,taşkesen ne keser? Aslında Taş kesilmez,taş yontulur, taş düzülür. En güzeli de köşe taşı düzmektir. Kesilmez dedim ya yine de bazı yerlerde testere ile biçilen kövük taşlar vardır. En güzel köşetaşı kövük taştan olur.

Taşı çok güzel düzen ve ören kişiye “taş duvar ustası”deriz. Öyle ki çok düzgün duvar örer ve hangi taşı nereye koyacağını bilir.Bunun için de ” taşı gediğine koydu.” deriz. Bazen de lafı öyle bir oturtur ki biri; onun için de “taşı yerine koydu.” deriz.

Taş duvar ustasının taş düzdüğü alete ‘’Taş çekici’’ deriz. Her nedense taşı oyan ve Amasya’ya su getiren Ferhat’ın elindeki çekiçe de, “külünk” demişler.

Taşın oluğu da olur.Bazı taş duvar çeşmelerin oluğuna “taş oluk”deriz. Hatta bazı pınarların adı da “taş pınar’dır. Sarı yayla türküsünde geçen “Taş Pınar;”Gökbelen’de bulunmaktadır.

Ham çökelek türküsünde de Anamurlular , ,Ger Aliyi; Çamlı Bel yerıne “Taş oluktan” aşırırlar.

Çocukluğumun ızdırabı içinde geçen en çok çalışmam, tarlanın taşını toplamaktır. Onun için taş toplamak kadar, taş duvar örmekte de biraz ustayımdır. Çamursuz ve harçsız yapılan taş duvara “kuru duvar”denir.

Ayrıca çocukluğumda oynadığım oyunların içinde bulunan ve parasız temin edilen en iyi oyuncağımız taştı. Düz bir taş üzerinde yani say üzerinde hemen dama çizer, çit taş,üç taş, dokuz taş, oynardık. Ayrıca beş taşta bu oyunların içindeydi. Şimdinin çocukları bilgisayar oynamaktan “beş taş oyununun” adını bile unuttu.

Yine “taş kale” oyununda da hem kale taştan yapılır, hem de attığımız top taştandır. Çizgi oyununda bile yassı taş kullanılır.

“Taş taşırım da laf taşımam” demek kolaydır ama bütün insanlar laf taşır, ama taş taşımaz.

Atalar maharetli biri için “deliktaş yerde mi kalır?” derler. Hatta geçmişte annem bana kızdığında ‘’Başını alıç taşıyla dağlarım.’’derdi. Çünkü alıç ağacına dikenden dolayı çıkmak mümkün değildir. Yerden attığın taşla alıçları düşürürsün. Alıç taşının çok da özelliği yok ama başımı neden alıç taşıyla dağlardı bilemem.

Ben mesela düğünlerde dövme dövülen dibek taşı olabilirim. İsterim ki dertlerimi birisi tokmakla dövsün. Ben bir damda yuvak taşı olabilirim. Yağmurdan önce her dam yuğuşumda dertlerimi yuvak taşının çığlığı gibi etrafa yayayım. Ben bir atlının ata bineceği “binek (üzenk) taşı”olabilirim. Belki de benim sayemde atına binip birine yardım edecektir. Bir şarkı söylesem:

“Bana sabret diyorsun.

Ben sabır taşımıyım.

Dönderip duruyorsun.

Değirmen taşımıyım.”

şarkısı aklıma gelir.

Herkesin Kabe’nin taşına yüz sürmesini dilerim.

Bileği taşı,çakmak taşı,yunak taşı,sapan taşı olurum.Asla “taş kafalı” olmayı istemem. “Solak taşı”hiç olmam. “Kışın yaşa,yazın taşa” oturmam.Hele, hele konuşma esnasında birine de “taş atmam.”

Taş çıkarmak,

Taş düştüğü yerde ağırdır, Taş gibi dondu kaldı,

Yaş ne kadar ısınırsa deli o kadar uslanır,

Taş, taş üstünde olur ev ev üstünde olmaz.

Taş taşa,başbaşa.

Taşı sıksa suyunu çıkarır. Taşı taşa,başı başa vurular. Taşı yemişli ağaca atarlar.

Taşlarsan deliyi, başına kapla çeliği.

Taştan yağ çıkar, ondan çıkmaz.

gibi. Birçok Atasözü vardır. Bunun yanında bu gün ülkemizi bilgilendiren en önemli taş sözü, ” taşları bağlı, itleri serbes” tir.” Birisi çıksın itleri bağlasın, taşları serbest bıraksın, Birisi de gelsin, bu ülkenin kurtuluşu için taşı gediğine koysun. Yoksa başımıza gökten taş yağacak.

https://twitter.com/SilifkeGazetesi
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir