YÖRÜĞÜN DE BAYRAMI ZIKKIM OLSUN AYRANI

60 yıl önce ailemle birlikte yayla sahil konaklaya konaklaya göçerdik. Her konaklama yerinde bir gün yatar, her gün sabahında eşyaları develere yükler, davarları sığırları sürer hayvanlarında yiyecek bulabildiği bir alana yerleşir bir günde orada kalırdık. Bu hep böyle devam etti. Konakladığımız yere bir sonraki yıl vardığımızda geçen yıl ki yurt yerimiz derdik. İşte bu geliş ve gidişlerde yerleşik köylerin içinden geçerken öncelikle develer sonra sığır ve davarlar yol kenarındaki ağaçlara bahçelere saldırır başındaki bulunan ize rağmen oralarda kısım kısım zarar yapardı. Bunun içinde mal sahibi olan bizler üzüntüye girer bahçe sahiplerine bizlere direnerek bağırır çağırırdı.

Bu hadiseler yerleşik düzene geçmiş yayla sahil göçmeyi bırakmış köylülerimiz tarafından hala göçmekte olan Yörüklere karşı bir sitem olgusu geliştirmişti. Bunlardan birisi “tarlana eriği kapına yörüğü bastırmayacaksın”

Yıllar önce çoçukluğumda mut içinde geçerken şehirli çocukları bize bağırırdı. “Yörük Yörük yörüdü , kıllı deriyi sürüdü. Yörük bizim dostumuz götü delik destimiz.” Ben bu söze çok kızar ve içerlerdim. Onlara nasıl karşılık vereceğimi aklımda oyalardım. İşte böyle bir günde yine bir şehirli çocuğu şöyle dedi. Bizim deve kervanına bakıp elinde uzun bir sırıkla deveye dürterek “deve deve deve.” Dedi. Bende o anda “bokunu ye geve geve.” Dedim. Ona karşı içimdeki öcü almış oldum. Bu hep böyle sürdü gitti.

Yerleşmiş bağ bahçe sahibi olmuş köylülerle göçmeye devam eden Yörükler arasında çatışmalar hep devam etti. Bizim göç yolu üzerinde bulunan Kebenliler çok bağ bahçeye sahip olduğu için bize sitemli şeyler söylerlerdi. “Keben Keben överler , kebenliyi severler. Kebenden kız alanı nar çıbığıyla döverler.” Bizde bu hükme peşin olarak büyüyünce kebenden evleneceğimize yine bir Yörük kızı alırız derdik.

Yerleşik düzende olan köyler bayramları toplu halde kutlarken çörek börek tatlı gibi bayram hazırlıkları yaparlar ve bunu bayram ziyaretine gelenlere ikram ederlerdi. Oysa her dağın bir koyağında bulunan Yörük çadırında böyle hazırlıklar pek olmazdı. Yine de bayram ziyaretini gelenlere bol ayran ikram edilirdi. Onun için bu yerleşik düzenciler konumuza başlığı olan cümleyi söylerlerdi. Ne yaptınız Ahmet amcayı Mehmet Hocayı ziyaret ettiniz mi ? size ne ikram etti ? diye sorulduğunda orada ayran içenler “Ne olacak canım yörüğün bayramından ne olacak? Yine bir ayran içtik. Yörüğün de bayramı zıkkım olsun ayranı.” Deyiverirlerdi. Yıllar geçti bilmem Yörük çocukları şehirlere yerleştiler . Bilmem yerleşik düzene geçen yörüklerle göçen Yörükler arasında samimiyet pekişti. Bu arada birçok şehirde Yörük dernekleri kurulmaya başlandı. Siyasetçiler bürokratlar akademisyenler birden yörüklerine sahip çıkıverdi. İşte Bunlardan son bir örnek bir önceki hafta Antalya’da yapılan Yörük şenliği. Geçen Hafta erdemlide yapılan Türkmen şenliği ve 1 gün önce de Mersin’in Aslanköy çevresinde Darıseki de mersin büyükşehir belediyesinin organize ettiği Yörük köyü ve Yörük şenliği.

Her şey güzel bir göçebe veya yerli kültür çatışması asla yok çünkü yerleşik düzende yaşayan köylerimizde kökten Yörük. Ama bu şölenler bu şenlikler içinde ilki Silifke’de yapılan Silifke yoğurt ve folklor festivale ve yine Silifke’de yapılan Türkmen şenliğidir. Bakın Silifke festivalinin düzenleniş gayesi nedir

“Silifke’yi ulusal ve uluslar arası alanda tanıtmak unutulan ve yaşayan folklor değerlerini ön plana çıkarmak . Türkiye’de yaşayan değişik bölgelerdeki Yörük gruplarını Silifke’de bir araya getirip birbiriyle tanıştırmak ortak ve ayrı öğeleri tanıtmak , Silifke’ye gelen yabancılarla yerlileri kaynaştırmak Silifke esnafını maddi olanaklarla desteklemek Silifkelilerin mutluluğunu artırmak için eğlence programları ortaya koymak. Çeşitli sanat ve sanatkaarların ürünlerini sergilemek müzik anlamında amatör olan gençlerin çalışmalarına katkı sunarak onların profesyonel olmasını desteklemek gibi konulardır.

Şimdi buradan düşünence en öne çıkan şey Yörük etkinlikleridir. Bir göç kervanını kortejden geçişi veya değişik Silifke kültürünün festival kortejinde canlandırılması ve bunun içinde en büyük özelliği bulunan halk oyunlarının sergilenmesi işte Yörük şöleni budur. Yani Silifke festivali esas bağrında yörük eğlencesini, yörük yaşantısını temsil eder.

Tüm siyasi alandaki liderlerimizin bürokratlarımızın ve yöneticilerimizin yörük festivallerini ve Yörük kültürü yaşamının canlandırılmasına yaptığı katkıları önemli buluyor her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kalın sağlıcakla.

https://twitter.com/SilifkeGazetesi
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir