İSTANBUL’UN FETHİ

Önceki gün İstanbul’un fethi devlet yetkililerimiz tarafından kutlandı. 569. Yıl kutlamaları televizyon yayınlarıyla tüm Türkiye’ye gösterildi. Yıllardır İstanbul’un fethini bir çağın kapanıp bir çağın açılışını gemilerin karadan yürütülmesini genç padişah Fatih Sultan Mehmet’i öğrencilerime defalarca anlatmıştım. Zaten okuyan her çocuğumuz az çok hafızasına İstanbul’un fethiyle ilgili bir bilgi birikimi yapmıştır. Şimdi ben burada az bilinenlerden bahsetmek istiyorum.

Hani hep söyleriz ya. Bir gün İstanbul fethedilecektir. “Onu fetheden komutan ne güzel komutan onu fetheden asker ne güzel askerdir” işte Hz. Muhammed’in bu hadisi şerifine dayanarak Emeviler’den Abbasilerden birçok komutan bu fetih hazırlığına girişmiş fakat netice alamamıştır. Hatta bazı karşıt görüşlü kişiler Muaviye zamanında İslam aleminde çıkan karışıklıkları bastırmak ve bu sözü kullanarak İstanbul’u fethetmek adına yola çıkan Muaviye’de kendine bir pay çıkarmak istemiştir.

Fatih’ten önce Osmanlılarda birkaç kere İstanbul’u kuşatsa da alamamışlardır. Son gayret de Rumeli hisarının yapımıyladır.

Geçmişte bazı tarih notlarından okuduğum bir önemli konu şöyle aklımda kalmıştı. Fatih zamanında Fatih’in paşalarından tek paşa Çandarlı Halil Paşa Türk soyundandı. Diğerleri karışıktı. Şimdi ben yine tarih notlarından okuduğumda Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinden sonra Çandarlı’nın boynunu nasıl vurdurur diye çok üzülmüştüm. Bunu bir daha araştırdım. Çandarlı, Fatih’in padişah olması yönünde % 100 destek vermemiş. Buna rağmen başka desteklerle Fatih küçük yaşta padişah oldu. Acaba küçük yaşta padişah olan ve başarılara doğru giden Fatih’in yanında kim vardı ? Hocası Akşemseddin vardı. Molla Hüsrev vardı. Demek ki idarede de iyi danışman , iyi kılavuz seçmek gerekiyor.

İstanbul’un fethinde Çandarlı Halil Paşa kuşatmayı erken bulmuştu. Hatta Venedik gemilerinin haliç ağzında Osmanlı donanmasını yok etmesinden sonra Fatih bir ara İstanbul kuşatmasını kaldırmayı bile düşündü. Bu sırada da kaldırması için Çandarlı etkili olmaya başladı. Ama Akşemseddin ve Molla Hüsrev’in Fatih’e telkinleriyle ve bu hususta Akşemseddin’in “Aman kuşatmayı kaldırmayalım devam edelim” diye yazdığı mektup kuşatmada kale surlarının toplarla gelinmesine kadar geldi.

Ben bir de İstanbul kuşatması için Fatih’in top döktürdüğü Macar Urbanı düşünüyorum. Acaba Macar Urban, Hunlardan kalma bir Türk sülalesinin soyu muydu ki Fatih Urbanı İstanbul’a getirmiş top döktürmüştü. Bu da benim nazik düşüncem. Hani ilk demiri döven Türklerdi ya.

İstanbul alındıktan sonra Fatih , Çandarlı Halil paşayı bir gece çağırır. Kellesinin gideceğini tahmin eden Çandarlı bir tepsi altın ve gümüşle padişahın huzuruna çıkar ve onu Fatih’e takdim eder. Fatih de böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını, onu geri almasını söyler. Şimdi burada şu aklıma geliyor. Yani saray yetkilileri neden bu kadar zengin oluyor ? Yoksa İstanbul’un fethinde bir günlük müsaade edilen yağmada herkes yükünü tutmuş muydu ? Bu yağmadan sonra Ayasofya’nın hutbesine çıkıp İstanbul’a bakan Fatih , şehrin bir anda tarumar olduğunu görünce yağmaya bir anda dur, dedi. Çandarlı Halil altın dolu tepsisini aldı Fatih de ona sadrazamlık unvanını verdi. Fakat daha sonra Çandarlı’nın başını vurdurdu. Ben bu olayların basit bir karar olduğunu düşünmüyorum. Mutlaka Akşemseddin’in yanında bu işleri çözen müthiş kişiler de vardı.

Hocalarına önem veren bir başka padişah da Yavuz Sultan Selim’dir. Mısır seferine giderken Hocası Kemal Paşazade’nin atının ayağından sıçrayan bir çamur kaftanını batırır. Herkes telaşlanır fakat Yavuz hiç aldırmaz. Kaftanı temizlemeye çalışan kişilere de bırakın öyle kalsın. Ben ölünce de bu kaftanımı benim yanımda gömün. Hocanın atının ayağından sıçrayan çamur benim için şereftir, der. Bugün o kaftan Yavuz Sultan Selim’in sandukasının üzerindedir.

Hayat çeşit çeşit insanlar , çeşit çeşit fikirler ve çeşit çeşit görüşlerle dolu da olsa illaki bilgiyle yoğrulmuş, donatılmış insanlara ihtiyaç vardır. Bugün bazı yerlerde aksakallılar, bazı yerlerde aksaçlılar dediğimiz bu kimselere önem vermek ülkemizin geleceği için de hayra alamet olur.

Kalın sağlıcakla

https://twitter.com/SilifkeGazetesi
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir