Mutluluğu aramak!

Günümüzde insanoğlu hele bizim ülkemizde hep karamsar bir hava içindedir. Sosyal medyaya baktığında herkeste bir bitkinlik bir tükenmişlik görürüz bunu da sosyal medyaya düşen yakınmalardan ve yakınmalardan anlarız.

                Facebook’ta arkadaş olduğum birkaç bin kişi içinde herkes vefasızlıktan dostluğun bitmişliğinden arkadaşlarının ikiyüzlülüğünden bahsediyor bu günlerde. Bazen de birkaç kişinin, baharın mutluluğu yanında sonbaharın hüznünü de üzerine aldığını görürüz. Yine bir vefa olarak bunların yanında birbirlerinin doğum gününü arkadaşlık ortamı içinde iyi günlerini övene de rastlasak o güzel cümlelerin bile içinde yatan vefasızlığı anlarız. Oysa bizim toplumdan beklediğimiz gençlerin ileriye dönük umutları olması. Bu umutlara doğru giden yolda gayet az engelle karşılaşması, ekonomik sorunlar ve dar gelirli olmak, paylaşamamak bu sorunların başındadır.

Bundan bir ay önce dünya çapındaki bir araştırma şirketi ülkeler arasında mutluluk, umutsuzluk, sinirlilik, stres alanında kamuoyu araştırması yapıyor. Şaşırmayın ama Finlandiya insanları dünyanın en mutlu ülkesinin insanları çıkıyor. Sinir ve stres ölçümlerinde de yine birinciler! Sinirlilikte, karamsarlığa kapılmakta ülke insanı olarak bir numarada Lübnan, iki numara da ise Türkiye vardır. Yapılan ankette bir Finlandiyalı en son ne zaman sinirlendiğini hatırlamıyor bile. Oysa Türkiye’de sorulduğunda bir gün aşırı bile yok “dün, dün akşam, dün sabah” gibi zaman dilimleri sürekli kullanılıyor. Bu hususta sinir şiddet ve umutsuzluk arz eden bir diğer ülke insanı da Afganistan.

                Bakın Finlandiya’ya fiyortlarıyla dolu bu ülkeye akzambaklar ülkesi derlerdi benim gençliğimde. Finlandiya nasıl bir proje ile kalkınmış! Akzambaklar ülkesindeki kitapta uzun uzun okurduk. Şimdi kalkınmış olan bu ülkenin insanları da mutluymuş bir de bunun yanında idarecilerinin sosyal yaşamı ve gençlere sosyal bakışı da önemli. Başkasını bilmem ama ben Finlandiya başkanının evinde arkadaşlarıyla oynamasını, dans etmesini bu ülke insanlarının mutluğuna yaptığı katkı olarak düşünüyorum. Belki de muhalefeti onu yıpratmak için çeşitli menfi propagandalar yapıyorlar. Bizim ve bazı ülke insanlarının idarecilerine yaklaşmamak için binlerce koruma olan bazı idarecilerinin gençlerle kaynaşması, sokakta makam aracıyla değil de bisikletle dolaşması hatta ve hatta Merkel gibi marketten alışveriş yapması, kendi ülke insanlarıyla yakın ortamda bulunması kadar ülke insanlarına mutluluk veren başka bir şeyler olması yanında bunlarda çok önemlidir. İşte bu ülke insanları “Derdini Marco paşaya anlat” değil kendi seçtiği idareci ile dertleşme avantajı yakalaması onları mutlu insanlar ülkesi yapması 1 numaralı etkendir. Gelin şu düştüğümüz kutuplaşmanın içinden sıyrılalım birbirimize hoşgörüyle yaklaşalım. İdarecilerimiz ülkenin kalkınması için gereken yolu açsınlar gerekli çabaları göstersinler. Sanırım bizimde mutlu olmaya ve artık “sinirlenmiyorum” demeye “umudumu gerçekleştireceğim” demeye ve şikayetimizi havaya suya anlatmanın önüne geçmiş olduğumuz bir yaşantımız olsun istiyorum. Sokakta “beni dellendirme” “kafamı bozma” “beni çıldırtma” gibi sözler yerine “bugün çok neşeliyim” “ailemi, arkadaşlarımı, komşumu, vatandaşlarımızı seviyorum” gibi  cümleler kurmak için yolumuz açık olsun.

https://twitter.com/SilifkeGazetesi
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir