Birkaç gündür Çukurova’daki şehirlerle ilgili Kurtuluş günleri Programlarını basılı ve görsel medyada okuyoruz ya da izliyoruz. Bunların en başında Tarsus’un Kurtuluşu, Mersin’in Kurtuluşu ve Adana’nın Kurtuluşu güzel programlarla yörede yaşayan halkımızla birlikte kutlanmaktadır. Bilişim Dünyasında bir gezinti yaptığınızda Silifke’nin Kurtuluşu ile ilgili arama sonuçlarında böyle bir konuya pek rastlayamazsınız. Fakat kurtuluş yerine yoğurt en önde karşınıza çıkıverir.
1917 yılında Çukurova’nın düşman işgali 20 Ekim1921 Ankara anlaşması ile noktalandı. Fransızlar 5 Ocak 1922’de resmen bölgeyi Türk askerlerine teslim etti. 17 Aralık 1918’de çoğu Hintli Müslümanlardan oluşan İngilizlerin Mersin’i işgali daha sonra yine çoğu Ermeni gönüllülerinden oluşan Fransız birliklerine verildi. Mut’ta Silifke’de kurulan Kuvayı Milliye Birlikleri kendi bölgelerinde bir Fransız, bir İngiliz veya bir İtalyan birlikleriyle çarpışmadı.
(Yöredeki Ermenilerle mücadele hariç) Bütün güçlerini Mersin taraflarına kaydırdılar.
Gelelim Silifke’ye; Antalya’nın İtalyanların payına, Mersin’in Fransızların payına düştüğü bir bölünme anlaşmasında Silifke iki devlet arasında karar verilemeyen bir bölge durumunda kaldı. İtalyanlar kendi paylarına düşen bölgenin Silifke’de Lamas çayına olduğu iddiasında bulunurken, Fransızlar buna karşı çıkarak kendi paylarına Silifke’den ilerideki Boğsak deresine uzandığı iddiası üzerinde durdular. Kuvayı Milliye’nin gayretleri ve bu anlaşmadaki farklı görüş nedeniyle hem Fransızlar hem İtalyanlar Silifke’ye asker çıkaramadılar. Bundan dolayı da Silifke’ye ayak basamayan düşmanların temizlenmesi adına Silifke’nin bir kurtuluş günü olmadı.
1925 yılında Atatürk’ün Silifke’ye gelme nedenlerinden birisi, Silifkelilerin bölgelerine düşman çıkarmaması; ve hem Fransızların hem de İtalyanların Silifke üzerinde hak iddia etmesi temel nedenlerden biridir. İşte bunun için Silifke’ye hayranlığını her yönüyle anlatan Atatürk, defalarca Silifke’ye gelip burası üzerinde projeler üretmiştir.
Tarsus’un, Mersin’in kurtuluşunu uzun uzun anlatmanın anlamı yoktur. Mersin’deki istikbal Gazetesi, Mersin’in kurtuluşu ile ilgili bir şiir yarışması açmıştır. Bu köşeyi yazarken sonuçlarının ne olduğunu bilemiyorum. Fakat Mut’un Topkaya Köyünden Ozanımız Gırbaş Osman konuyla ilgili yazdığı bir şiiri bana gönderdi. Burada ona yer vermenin anlamıyla onun dilinden Mersin’in Kurtuluşunu anlamaya çalışalım.
MERSİN’İN KURTULUŞU’NA
Toprağına giren Fransızların
İşgaline karşı çıktı Mersinli
Emniyete aldı gelini kızı
Toros dağlarına çekti Mersinli
Anamur Silifke Tarsus’tan Muta
Bir oldu Türkmenler kurdular çete
Salmadı düşmanı Gülek’ten öte
Cihat meşalesi yaktı Mersinli
Molla Kerim dedi “kalmayın yasta”
Gösterin keramet düşmana dosta
Eceli’de İçmeler de Tarsus’ta
Düşmana kurşunu sıktı Mersinli
Veli Haşim Tozkoparan Çetesi
Alperenler ataları ötesi
Aslan Beyin “hücum” dedi gür sesi
Sel gibi cihada aktı Mersinli
Kuvayı Milliye düzenli ordu
Yetişti imdada desteği verdi
Üç ocak gününde müjdeyi verdi.
Burçlara bayrağı dikti Mersinli
Gırbaş Osman geçmişine bir dönde
Beraber şehitler verdik o günde
Arab’ı, Türkmen’i, Kürdü bugünde
Birlikte olmanın vakti Mersinli